|

İşinin Ehli Olana Denk Gelebilmek

Yaşadığım bir kaç olayla beraber “İşinin Ehli Olmak” kavramının ne denli önemli olduğunu bir kere daha anladım.

Öncelikle yaşadığım olayları anlatmadan önce “İşinin Ehli Olmak” ne demek ona değinmek istiyorum. Arapça olan bu kelime için TDK sözlüğünde şöyle yazıyor; bir işte yetkili olan, bir işi yapan erbap… Aslında ehli olmak yerine “İşinin Erbabı” olmak deyimi de kullanılır.

Sosyal yaşam içerisinde malumunuzdur ki herkes ekmek parası derdinde. İnsanlar geçimlerini sağlamak için binlerce çeşit farklı mesleklerde/işlerde çalışıyorlar. Bu mesleklerin hemen her biri bir diğerine bir şekilde muhtaç oluyor, ihtiyaç duyuyor.

Fırıncı berbere traş olmak için, berber oto tamircisine, oto tamircisi doktora, doktor fırıncıya gibi türlü ihtiyaçları için birbirine muhtaç yüzlerce meslek var. İnsanlar bu mesleklerini icra ederken layıkıyla yapıp yapmadıkları en önemli ayırıcı unsur.

Evimizdeki kombi arızalandığında çağırdığımız usta uzun uzun kombiyi incelemiş, sonrasında içini sökmeye başlamıştı. Çıkan her parçada “-bu adam olmaz, bu gitmiş, bu bitmiş…” deyip duruyordu. Ben ise bunları duyunca cep telefonundan kombi fiyatlarına bakmaya başlamıştım bile. Uzun uğraşlar sonucu önemli olduğunu sandığımız bir parçayı eline alıp “-bunun işi bitmiş, yenilenmesi lazım, yaklaşık fiyatı 400TL” dedi. İçimden geçirdiğim yuhh kelimesinden sonra “-toplayıver abicim sen onu tekrar” dedim ve kendisine teşekkür edip yolladım.

kombi-ustasi

Amcamla görüştüm durumu anlattım. Yaklaşık bir saat sonra yanında bir usta ile geldiler. Ustanın kombiye dalması, içindeki parçaları “ustalıkla” sökmesi ve çıkan parçaları temizleyip yerine geri takması, neticesinde kombiyi tekrar çalışır hale getirmesi 15 dakikayı bulmamıştı. Ben ise hayranlıkla kendisini izliyordum. Usta işini bitirdiğinde “-kombiniz çok iyi, bir kaç yerini temizledim, bir 10 yıl daha gider…” demesi ile şaşkınlığım biraz daha artmıştı. Giderken istediği ücret buraya yazamayacağım kadar ‘düşük’tü…

İki saat önce gelen usta! ile bu usta’nın arasında “işinin ehli” olmak gibi ufak bir fark bulunuyordu. Neticede hala aynı kombiyi çok daha iyi bir halde kullanmaya devam ediyoruz.

Gelelim ikinci hikayeye…

Arabamı 30 bin bakımı için yetkili servise götürmüştüm. Akşam servisten çıkıp İstanbul’a doğru yola çıktığımda lastiklerden olduğunu tahmin ettiğim bir ses gelmeye başladığını farkettim. 1 hafta sonra servise gidip şikayetimden bahsettim. Konuştuğum usta ile test sürüşüne çıktık. Usta bana 30 bin bakımında ön lastikler ile arka lastikleri değiştirdiklerini bu gelen sesin geçici olduğunu 1000-2000 km sonra geçeceğini söyledi.

oto usta

İnandırıcı gelmese de neyse deyip devam ettim. Aradan geçen 7000km sonrasında ses kesilmeyince (birazda sinirlenerek) servise tekrar gittim. Bu sefer başka usta ile muhattap oldum. Durumu tekrar anlattım. Usta durumu anladı ve bırakın arabayı siz biraz dolaşın dedi.

Nihayetinde 1-2 saat sonra aracımı teslim aldığımda sesin kesildiğini farkettim. Yine bir “işinin ehli” ustaya (geç te olsa) denk gelebildiğimi düşündüm…

Gelelim üçüncü  ve en acılı geçen hikayeye…

Yaklaşık 4-5 yıl önce diş ağrısı şikayeti yaşıyordum. ‘Tanıdık’ olması sebebiyle bir doktora gittik. Bilirsiniz ki muayenehaneler fevkaladenin fevkinde ciks oluyor. Girdik ciks mekana, doktorumuz fevkalade ilgili vs.. vs..

Operasyona geçtik. Önce ince uyuşturucu iğnelerden bir tane vuruldu. Uyuşma pek olmadı, ikinci vuruldu, yine olmadı, üçüncü iğneyi doktor beyimiz vururken “-Allah Allah neden uyuşmadı acaba” diye hayıflanıyordu.

Nihayetinde hemşirenin hazırladığı daha büyük bir iğne ile uyuşma sağlandı (daha sonraki 6-7 saat kafamın bir yarısını hissedemediğimi belirteyim). Operasyon tamamlandı. Aradan geçen bir ay kadar sonra işlem gören bir dişten uyarılar hissetmeye başladım. Doktora gittim bana verdiği cevap kendisine bir daha gitmemem konusunda bir uyarıydı sanki: “-Şimdi bu idare eder, sonra implant takarız!”

agiz-ve-dis-hastanelerine-dis-koltugu-yetistirilemiyor-939

Geçen hafta mantı (canınız çektiyse affediniz efenim) gibi yumuşak sayılabilecek bir yemek yerken çaaat diye kırılan dişim o malum doktorumuzun operasyon yapıtığı diş idi. Şimdi yarısı kırılmıştı ve ben su bile içemez hale gelmiştim. Hemen sorup soruşturup yine bir “öneri” ile doktora koştum. Burada benim için doktorlardan beklediğim bir iki önemli detayı vurgulamak istiyorum (ki bu doktorda hepsini buldum);

-Hastasını “gerçekten” dinlemesi
-Ve hangi tedaviyi, operasyonu uygulayacak olursa olsun hastalığın ya da sorunun tam olarak “ne” olduğunu, neden “kaynaklandığını” ve nasıl çözüleceğini “anlatması”

Her şeyi ben bilirim edası en çok doktora yakışır. Bunu herkes biliyor zaten vurgulamasına gerek yok. Biz hastaların beklediği bizim anlayabileceğimiz dilden hastalığımızı anlatması. O kadar… zaten elimiz mahkum değil mi?

Neyse konuya döndüğümüzde doktorum kısa muayenesi sonrası benimle konuşmaya başladı. Bana olanları, neden olduğunu ve ne yapacağını örnek röntgenler göstererek anlattı. Tamam dedik oturduk o malum koltuğa…

Tek bir iğne ile uyuşturduğu dişime ne zaman müdahale edecek diye düşünürken “geçmiş olsun” demesi ile şaşırıyorum.

İşin özetinde değinmek istediğim konu günümüzde “İşinin Ehli İnsanlara Denk Gelebilmek” gerçekten büyük bir şans. Bu şansa sahip oldu iseniz paylaşmanız çok önemli. Çünkü işinin ehli insanların hakettiği saygıyı görmesi gerekiyor bence, zira çok azlar…

 

Similar Posts

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.